Tsabal’dan Sarnıç’a yola çıktığımda yüreğime kazılanları yazmak soykırıma uğramış halkım Abhazların yazgısına ait bir virgül, bir nokta olsada bırakmaktı niyetim. Kör topal olsa da, kargacık burgacık olsa da, anlaşılır anlaşılmaz olsa da, yazıp sizlerle paylaşmaktı niyetim. Hissettiklerim eminim ki ebedi birer metin yazdıklarım ise paldır küldür yüreğimden kopan volkandır.
Başında durduğum büyük halam Madada (Şükriye) halamın mezar taşında
soykırımdan sonraki sürgünde geçen 110 yılı yaşadım. O gelin olarak
geldiği Bursa Narlıdere köyünde ve çevresinde herkes tarafından sevilen ve
sayılan, sözüne itibar edilen, güven duyulan. Aynı zamanda yardıma ihtiyacı
olan herkesin yardımına koşması ile büyük saygı uyandırmıştır. O herkesin
Çerkes ninesi, halası, teyzesi, babaannesi, anneannesi oldu. O yalnız başına
mensup olduğu halkının adını yaşattı. O başlı başına bu gün dahi Narlıdere’de
Çerkesleri (Abazaları) yaşatıyor. Bir nevi mensup olduğu halkın kültürünü yaşam
tarzını yaşatıyor. Nurlarda uyu Halam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder