Ortak
bir değerimizdi Nezaket anamız. Onun yaşça büyük olması bir yana
geleneklerimize sıkı sıkıya bağlı olması ve Abhaz mutfağına
son derece önem vermesi, tüm konuşmalarında Abhazcaya öncelik
vermesi, toplumumuzun dertlerini dert edinmesi gibi bir çok husustan dolayı onu tanıdığım Abhazya'nın bağımsızlık mücadelesi
verdiği 1992 yılından bu yana ikinci bir annem ve ailenin en
büyük evladı olarak olarak görmüşümdür kendimi.
Sarnıç'a
(Tsabal köyü) komşu olan Bilecik merkeze bağlı olan bir saç
ayağı oluşturan Künçeğiz, Elmabahçe, Hasandere (Çıza)
köylerinden Elmabahçe köyünden gelin olarak Pısaalara gittiği
Künçeğiz'de uzun yıllar kaldıktan sonra çocuklarının eğitimi
nedeni ile ayrıldıkları Künçeğiz'den de hiç bir zaman bağlarını
koparmadılar . Bir yandan evlatlarının eğitimini başarı ile
devam ettirirken ayrı kaldıkları köylerini her daim ailecek
içlerinde yaşattılar. Abhaz dilinin o özel lehçesini orjinal hali ile
konuşmaya devam ettirmişlerdir. Abhazca'nın bu lehçesi/şivesi ne
yazık ki kaybolmak üzere. Bu şive ile yapılan konuşmaları
dinlerken adeta bir müzik eseri dinliyormuş gibi hissederdim
kendimi.
Nezaket
anamızın en mutlu olduğu yer en çok mutfak ve mutfakta da Abhaz
yemeklerini yapmak ve ikram etmekti. Sofra ne kadar kalabalık olursa
o çok daha bir huzur ve mutluluk duyardı. Yemeklerin katkı
maddelerini özenle seçer toplardı. Geleneksel tatlarını korumak
onun için çok önemliydi. Abhaz mutfağının vazgeçilmezi Abhaz
tuzu (Pırpılçıka) hazırlamak ve paylaşmak onun için
ayrı bir zevkti. Ben dahil pırpılçıkanın aboneleri bir hayli
kalabalıktık. Her
zaman bir sevgi çemberi içinde bulunduğumuz yaşamı boyunca
birlikte paylaştığımız Abhazya sevgisi dahil bir çok konuda
var olan duygu bütünlüğümüz beklenmedik bir anda yarıda
kaldı.
Huzur içinde uyu, evlatların Zeki ve Zihni'nin kolları arasında.
Mekanın cennet olsun. Daima dualarımızda olacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder