Tarımın makineleşmesinden evvelki zamanlarda tüm
işleri insanlar zamanına göre geliştirilmiş ilkel aletlerle yaparlardı.
Karasaban, dögen, yaba, tırmık, dirgen, orak, kosa (tırpan) , çapa, çepinle
yapılırdı Sarnıç'ta henüz traktör, biçer döver, ot biçme makinaları yokken
tarım işleri insan gücüyle yapılıyordu. Bende yaşım itibariyle o günleri
yaşamış biriyim. İyide bir kosacıyımdır. Çayır, yonca mutlaka kosa ile biçilir,
aktarılarak kurutulup,destelenir, samanlıklara taşınırdı . Buğday, arpa, yulaf,
çavdar hem kosa hem orakla biçilir ve biçilenleri dokurcun yapmak için
bağlayanlar olurdu. Harman yerlerine taşınırdı. Burçak elle yolunup,deste
yapılıp toplanırdı. Türküsü bile vardır: aman ne zormuş burçak yolması...
Köyde yapılan çiftçiliğin yanı sıra orta ölçekli
hayvancılıkta yapılıyordu. Köyümüzün çok geniş çayırlıkları vardı, ot biçilme
tarihi Haziran ayıydı.
Her ot biçme zamanı anlatılan bir anı vardı. Köyümüze
yakın köylerden ekipler halinde gelen kosacılar, aşağı yukarı bizim köyde 20 /
30 gün kalırlardı. Yine bir ot biçme zamanı, bu kosacılar ile Kozba Sünnah
ağabey iddiaya girdiler. Kozba Sünnah ağabey köyün girişindeki bize ait çayırı tek
başına bir günde biçebileceğini söyledi, kosacılar ise bu çayırın bir kişi ile
değil ancak altı kosacı tarafından bir günde biçilebileceği iddia ettiler.
Ertesi günü koca çayırı tek başına bir günde biçen Sünnah abi iddianın kazanaı
oldu. Sünnah abi iki metre boyunda fiziki gücü yüksek kosayı iki üç kişinin
biçtiği namlu boyu kadar savurarak biçmesi onu meslek edinen kosacıları hayrete
düşürüp, şaşkına çevirdi. Daha sonraki her ot biçme zamanı anlatıla anlatıla bu yıllara kadar gelmiştir. Bu anıyı artık ne göreni ne şahidi kaldı anılarda
kaldı. Başta Sünnah ağabey olmak üzere o günleri yaşamış, ahirete
göçen tüm Sarnıçlıların ve kosacıların mekanları cennet, ruhları şad olsun.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder