Bu
akşam
Kuzey
rüzgârları ulaştı Sarnıç’ıma
Beklerken
hasretle Sarnıç’ım
Sarnıç’ımın
yanan bağrında esti serin serin
Hissettim
o an damarlarıma dek işlemiş olduğunu
Hasret
çiçeklerini derleyip koştum sana
Yarattım
sende kendime kendimce bir dünya
Neredeyim
nerde bu benim dünyam ?
Bazen
Kafdağı’mın zirvelerinde masallar diyarında
Bazen
Karadeniz sahillerinde, Kefken’de, Samsun’da acılar içinde
Bazen
gökyüzünün sonsuzluğunda
Bazen
Akdeniz kıyılarında Libya’da, Tunus’da
Mısır’da
Piramitlerin gölgesinde
İtalya’da
Etrüsklerle, Pireneler’de Basklarla
Küçük
Asya’da Hattuşaş’da, Boğazköy’de Alacahöyük’de
Hattilerle
Hititlerle birlikte
Tarihteki
izlerimin arasında buluyorum kendimi
Hissediyorum
hüzünle Balkanlara kazınan varlığımı
Gözyaşlarınla
kurup gözyaşları içinde kaybettiğim
Acılarımı
paylaştığım Balkanlara veda edişim
Yürüyorum
sonrasında baştanbaşa Anadolu toprağını
Hüzün
sardı birden fark etmemişim hala kaybolmakta olduğumu
Seni
hissederek yaşamışım yaşantımın her anında Kafdağı’m
Yıkılmış
umutlarımla tekrar kurduğum gizemli dünyada
Hüzün
ve acılarla yoğrulmuş
Yorulmuş
bitmiş tükenmiş
Umutlarımı
yenileyen yeni bir dünyada buluveriyorum kendimi
Duygularımla
baş başa kalıp yaşadığım bir iç dünyam olsun derken
Ortadoğu
da alevlenen bir ateşin içinde Filistin’de Irak’ta Suriye’de
Yaşanan
bir dramın parçası oluyorum kahrola kahrola
Anadolu
diyorum, Diaspora diyorum kopamıyorum
Bir
çobanın kavalının bir aşığın sazının peşine takılıyorum
Esiri
oluveriyorum yanık nağmelerin gizemli dünyasında
Uzaklardan
bir armonikanın sesi ile ayılıyorum ansızın
Hangi
dünya hangi yaşamın içindeyim
Nerde
vatan Nerde toprak nerdeyim ben?
Dünyanın
her kıtasından kalp atışlarımı dinliyorum
Kulağım
Kafdağı’mda Elbruzum’da atarken kalbim
Kuzeyden
esen rüzgârlar ulaştı bu akşam Sarnıç’ıma
Huzur
taşıdı Kafkasya’mdan Abhazya’mdan sevgiler yükleyip
Umutlar
yükleyip sevgiler sundu mutluluklar sundu
Barış
sundu Anadolu aydınlık semalarından
Kuzeyden
esen rüzgârlar bu akşam
Rıfat
Özbey (Беиа)