23 Ağustos 2025

Sönmeyen Ateş / Bakır Bakraç

(Amtsaxuçüa)
(Sönmeyen Vatan Sevgisi)

Bu bir hikâye değildir; kalplerde yanan gerçek bir vatan sevgisinin ateşidir.

Ben bu yaşanmış olayı duymuştum fakat ayrıntılarını bilmiyordum.
Değerli kardeşimiz, araştırmacı-yazar Selçuk Sımsım, yalnızca duymakla kalmamış, izini sürüp detaylarını gün yüzüne çıkarmış. Onun sayesinde, bu olayı benim gibi duymuş olup da ayrıntılarını bilmeyenler; hatta hiç işitmemiş olanlar da öğrenmiş olacak.

Çünkü bu, sadece bir ateşin muhafazası değil,
vatan sevgisinin kalplerde diri tutulmasıdır.

Bu ateş; Tsabal’ın, Abhazya’nın sevgisinin daima yüreklerde yanmaya devam edeceğinin en büyük nişanesidir.

Bıgıpha Koksa’nın koparıldığı o topraklardan, bir bakır bakraç içinde taşınan o kor;
vatan sevgisine dönüşmüş,
her Abhaz’ın yüreğinde ölümsüz bir ateş olarak yanmaktadır.

Ve bu ateş, dünya döndükçe sonsuz dek yanmaya devam edecektir.

Teşekkürler değerli kardeşim Selçuk Sımsım.
Teşekkürler, bu kutsal emaneti miras yoluyla birbirine aktaran ve muhafaza eden Bıgaa, Hurhmalaa, Bırıskılaa, Kuadzaa ailelerine.



Sönmeyen Ateş ve Bakır Bakraç’ın Hikâyesi

1866 yılında Abhazya’da yaşanan olayların neticesinde, 1867 Nisan ile Temmuz ayları arasında Tzabal topluluğunun tamamı (14.740 kişi) ile Bzıp ve Guma topluluklarının bir kısmı (4.602 kişi), toplamda 19.342 kişi yurtlarından sürgüne tabi tutulur.

Tzabal bölgesinden sürülen ailelerden Abıgbaların kızı Bıgıpha Koksa, ailesinin ocağında yanan ateşten bir miktar köz alıp bakır bir bakracın içine yerleştirir. Bakracın en altına kül, onun üstüne köz ve tekrar üzerine kül dökülür. Böylece közün sönmemesi sağlanarak muhafaza edilir. Koksa’nın ve ailesinin amacı, ocağın ateşini söndürmemektir.

Tzaballıların önemli bir kısmı önce Balkanlara götürülür. Bıgıpha Koksa’nın ailesi de Balkanlara gidenler arasındadır. Yolculuğun başlamasıyla birlikte, dinlenmek için durulan her yerde bakır bakraçtan köz çıkarılır ve ateş yeniden yakılır. Yolculuk tekrar başladığında ateşten alınan köz, aynı yöntemle bakraçta korunur. Bu yolculuk böylece Balkanlara kadar devam eder.

Balkanlarda derme çatma yapabildikleri bir saz evde yerleşik hayata geçerler. Yanlarında getirdikleri köz ile evin ocağı tekrar yanmaya başlar. 93 Harbi’nin (1877-1878) olumsuz sonuçlanmasıyla beraber Kafkasyalıların tamamı tekrar sürgüne tabi tutulur. Bıgıpha Koksa’nın ailesi de yeniden yollara düşer. Anadolu’ya gelen aile, birkaç yer değişikliğinden sonra bugünkü adıyla Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Mezit köyüne yerleşir. Abhazya’dan getirilen köz hiç sönmeden Mezit’e ulaşır ve kurdukları hanenin ocağını yakar.

Bıgıpha Koksa, daha sonra Hurhmal ailesine gelin gider ve Hurhmal Şerit ile evlenir. Bakır bakraç da yanında gelir. Bakraç daha sonra kızları Hurhmalpha Faziye’ye kalır. Hurhmalpha Faziye, Abrıskıl Ruşat ile evlenir; bakır bakraç aynı şekilde muhafaza edilir ve közü söndürülmez. Onların da Brıskılpha Nevin adında bir kızları olur. Nevin de aynı görevi sürdürür. Daha sonra Kuadzba Sırrı ile evlenir ve bakır bakraç en son buraya kadar muhafaza edilir.

Abhazya’da yakılan bir ateşin alevi, dört-beş kuşak boyunca sürdürülerek yakın tarihe kadar korunmuştur. Ateş artık yanmasa da, o ateşi muhafaza ettikleri bakır bakraç bugün Brıskıl Nevin ve Kuadzba Sırrı’nın çocukları Müzeyyen, Mahir, Kimya, Levent ve Bengül tarafından korunmaktadır.

152 yıllık bir geçmişe sahip bu bakır bakraç ve onunla muhafaza edilen köz, Bıgıpha Koksa ve ailesinin dirayetini, köklerine bağlılığını, dört kuşaklık tarihi, yaşanmış acıları, anıları, Tzabal ve gitmek zorunda kaldıkları coğrafyaların izlerini taşımaktadır.

Bu değerli bilgileri edinmemde bana yardımcı olan büyüklerim ve dostlarım Brıskılpha Nevin, Kuadzba Mahir, Kuadzpha Kimya, Kuadzpha Müzeyyen, Kuadzpha Bengül ve Brıskıl Sefa’ya gönülden teşekkür ederim.

SELÇUK SIMSIM

https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10214352101301906&type=3&rdid=wTB7HbT3IsH0Evu1&share_url=https%3A%2F%2Fwww.facebook.com%2Fshare%2F1Cdfrw32bY%2F#