Sarnıç adını duyurmak ve yaşatmak amacıyla bu blog sayfasını açıp yazmaya başladığımda, sürekli olarak bu blogun tüm Sarnıçlılara, hatta tüm Tsaballılara ait olduğunu vurguladım. “Birlikte yazalım, birlikte anılarımızı paylaşalım,” dedim. Ne var ki bu çağrıma katılan kimse olmadı. Bizim Sarnıçlılar bildiklerini sanırım kendilerine sakladılar. İsterdim ki birilerinin de katkısı olsun. Yazdıklarım hakkında, “Şu doğru olmuş, şunlar şunlarda eksik ya da hatalı noktalar var,” desinler.
Yine de blog benim için büyük bir fayda sağladı. Tsabal’dan Sarnıç’a adlı kitabımın omurgasını bu blogdaki yazıları ayıklayarak oluşturdum. Kitap yayınlandıktan sonra birçok olumlu dönüş aldım. Bu geri dönüşler bir yandan beni mutlu ederken, diğer yandan daha kapsamlı ve daha iyi olabileceği hissiyle eksiklerimi fark ettiğim için bir miktar üzüntüye de neden oldu.
2012 yılında blogda yazmaya başladığımdan bu yana, yani bugüne dek (24.05.2025), blogun 107.941 kez ziyaret edilmiş olduğunu görmek beni Sarnıçlılar adına fazlasıyla mutlu ediyor. Demek ki biz bir avuç insan değil, büyük bir SANIÇ (*) ailesiyiz.
Atalarımızın hatırası olan Sarnıç’ı, biz Tsaballılar için Abhazya’dan sonra diasporadaki kutsal topraklar olarak kabul ediyorum. Balkanlardan 1877/1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonrası yaşanan meşakkatli yolculuğun sonunda, atalarımızın ilk sığınağı, bir nevi dağılım noktası oldu. Anadolu’daki Tsabal köylerinin sakinlerinin büyük çoğunluğu, Sarnıç’ta bir müddet kaldıktan sonra yeni köylerini oluşturmuşlardır.
Bu yazıyı yazmama torunum İnal Kerem vesile oldu. Sarnıçlılar Blogunu açıp inceledikten sonra, “Dede, burada Birleşik Kafkasya Derneği olarak Tayyare Kültür Merkezi’nde yaptığımız program yer almıyor,” dedi. Hak verdim ona. Kendini bir Sarnıçlı olarak görmesi, bu blogda bu programa yer verilmesini istemesi, ona bu hakkı verdi. Kim bilir, belki bir gün benden sonra bu blogu o devam ettirir. Zira ona Abhazca “Nerelisin?” diye sorduğumda, o da Abhazca “Sarnıçlıyım” diyor.
İnal Kerem’in istediği bu güzel program geçmişte kalmış olsa da, burada bir haber olarak yerini alsın, bu blogda izi kalsın, dedim ve kaleme aldım.
Not: Biz kendi aramızda “Sarnıç” yerine SANIÇ (*), “Sarnıçlılar” yerine de SANIÇA dediğimiz için, zaman zaman yazılarda bu ifadeleri bu şekilde kullanıyorum.
https://www.olay.com.tr/bursada-bir-kafkas-gecesi-ruyasi-1159174