Hep
söylenen bir söz vardır kökler kaybolmaz asla diye bu sözün benim için gerçeğe
dönüştüğünü Yeğenim Esin Benöz’ün özenle sakladığı resimleri bana göndermesi
ile anladım. Kökleri Sarnıç da olan büyük halam Madada (Şükriye) Bursa
Narlıdere’de yaşamış olmasına rağmen kalbi daima Sarnıç’da çarpmıştır. Oğlu
İbrahim Çavuş, kızları Fikriye ve Emine ile torunları ve diğer aile efradına
ait Esin’in bana gönderdiği bu fotoğrafları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu arada bu nedenle konu açılmışken Madada halamın diğer kardeşleri hakkında da kısa kısa bilgilendirme yaparak elimdeki bir kaç fotoğrafı da eklemek istiyorum. Kız kardeşlerin büyüğü olan Ayşe Hanım halam gelin gittiği Aşguaca Beslen’in evinde uzun yıllar yalnız başına yaşamını sürdürdü. Oğulları Faik ve Rafik genç yaşlarında vefat etti. Kızlarından Apapba Murat ile evlenen Fahriye de (Gazi Baba’nın annesi) genç yaşta vefat etti. Diğer kızı Sırat Aşuğba Yusuf’la (Mecit ve Hikmetin Babaları) evlenmişti. Bazen Sarnıç’ta bazen de Künçeğiz de birlikte kaldılar. Onu yalnız bırakmamak için hep çabaladılar.
Abırzıva Emin ile evli olan diğer bir Halam Hılkan Hanım da Elmalı daha sonraları da Eskişehir de yaşadı. Oğulları Zeki, Niyazi, Sabri, İhsan ve kızları Nafiye ve Mübeccel ile birlikte. Hılkan hanım halamda her nerede yaşamışsa da onun kalbide daima Sarnıçta atmıştı zira oğlan kardeşleri Hamza Rufat ve Ethem Çanakkale den başlayan tüm yurda yayılan cephelerden geri dönmemişlerdi. Onlara Hamza dedemden hatıra kalmıştı babam Nurettin ve kız kardeşi Hüsniye. Onun için kalpleri Sarnıç da atardı her daim. Gerek Hılkan Hanım halam gerekse Madada halam mutlaka her yıl Sarnıç’a babamı görmeye gelirlerdi.
Büyük halamlardan Röytalara gelin giden Hacer halamın da çok sağlıklı bir yaşamı olmamıştı. Oda çok yaşamamıştı (Rüştü’nün annesi Sakine ve Saniye’nin Babaanneleri) Büyük halamların en küçüğü Hasene halam da Akoy’lara gelin gitmiş, Akoyba hafız Kazıma eş olmuştu. Düğününden kısa bir süre sonra yakalandığı verem hastalığının artması ve durumunun ağırlaşmasıyla, Mezit’teki dayılarından Akoazba Fırsat’ı çağırtarak kısa bir süre önce gelin geldiği bu evin, bu ev halkının kendisine çok ihtimam göstermelerine rağmen hastalığının artmış olduğunu anlatmış, ölümü halinde aileler arasında dostlukların kopmadan sürmesini istemiş ve kısa süre sonrada vefat etmiştir.
Büyük halamların çocuk yaşta ölen Fatime adında da bir kardeşleri daha vardı. Fotoğraflardan yola çıkarak köklerimize doğru uzanmışken yukarıda bahsettiğim dedemin babasının adının Bey Ömer olduğunu ve eşininse Koazba Mahmut Çavuş’un kız kardeşi Rahma olduğunu belirterek bitirmek istiyorum.
Bu arada bu nedenle konu açılmışken Madada halamın diğer kardeşleri hakkında da kısa kısa bilgilendirme yaparak elimdeki bir kaç fotoğrafı da eklemek istiyorum. Kız kardeşlerin büyüğü olan Ayşe Hanım halam gelin gittiği Aşguaca Beslen’in evinde uzun yıllar yalnız başına yaşamını sürdürdü. Oğulları Faik ve Rafik genç yaşlarında vefat etti. Kızlarından Apapba Murat ile evlenen Fahriye de (Gazi Baba’nın annesi) genç yaşta vefat etti. Diğer kızı Sırat Aşuğba Yusuf’la (Mecit ve Hikmetin Babaları) evlenmişti. Bazen Sarnıç’ta bazen de Künçeğiz de birlikte kaldılar. Onu yalnız bırakmamak için hep çabaladılar.
Abırzıva Emin ile evli olan diğer bir Halam Hılkan Hanım da Elmalı daha sonraları da Eskişehir de yaşadı. Oğulları Zeki, Niyazi, Sabri, İhsan ve kızları Nafiye ve Mübeccel ile birlikte. Hılkan hanım halamda her nerede yaşamışsa da onun kalbide daima Sarnıçta atmıştı zira oğlan kardeşleri Hamza Rufat ve Ethem Çanakkale den başlayan tüm yurda yayılan cephelerden geri dönmemişlerdi. Onlara Hamza dedemden hatıra kalmıştı babam Nurettin ve kız kardeşi Hüsniye. Onun için kalpleri Sarnıç da atardı her daim. Gerek Hılkan Hanım halam gerekse Madada halam mutlaka her yıl Sarnıç’a babamı görmeye gelirlerdi.
Büyük halamlardan Röytalara gelin giden Hacer halamın da çok sağlıklı bir yaşamı olmamıştı. Oda çok yaşamamıştı (Rüştü’nün annesi Sakine ve Saniye’nin Babaanneleri) Büyük halamların en küçüğü Hasene halam da Akoy’lara gelin gitmiş, Akoyba hafız Kazıma eş olmuştu. Düğününden kısa bir süre sonra yakalandığı verem hastalığının artması ve durumunun ağırlaşmasıyla, Mezit’teki dayılarından Akoazba Fırsat’ı çağırtarak kısa bir süre önce gelin geldiği bu evin, bu ev halkının kendisine çok ihtimam göstermelerine rağmen hastalığının artmış olduğunu anlatmış, ölümü halinde aileler arasında dostlukların kopmadan sürmesini istemiş ve kısa süre sonrada vefat etmiştir.
Büyük halamların çocuk yaşta ölen Fatime adında da bir kardeşleri daha vardı. Fotoğraflardan yola çıkarak köklerimize doğru uzanmışken yukarıda bahsettiğim dedemin babasının adının Bey Ömer olduğunu ve eşininse Koazba Mahmut Çavuş’un kız kardeşi Rahma olduğunu belirterek bitirmek istiyorum.
Ben aile
tarihlerinin bir araya gelerek bütünleştiğinde halkın tarihine ulaşılacağına
inanmaktayım. Kökler kaybolmaz Abhazya tarihi kökleri kaybolmayan ailelerle
ayaktadır daima da öyle kalacaktır.