30 Temmuz 2016

İYİKİ SARNIÇIMIZ VAR




İstiyorum anılarda yaşamak mutlu kılsın her birimizi
Aktarırsanız anılarınızı paylaşarak yüceltelim sevgimizi
Birlikte yaşatalım nerde yaşarsak birleştirelim ellerimizi
Kuşatalım yerküreyi beraber oya gibi işleyelim alöyşüaamızı

Yoğrulsun alöyşüaamızla geleceğimiz, birlikteliğe ulaşalım
Dostluklarımızı koruyalım yılmadan birlikte pekiştirelim
Sarnıç’ımda atılan sürgündeki köklerimizi yeşertelim
Esmesin Sarnıç’ımda kırgınlıklar el ele huzura koşalım.

Serpildiğimiz bu toprağa kök salalım huzurla tutunalım
Nasıl olsa geçecek bir ömrü sevgi ile yeşertip yaşayalım
Hoşgörü ile koruyalım tüm dostlukları, kalben sarılalım
Sarnıç’ın bağrına Abhazya’yı Tsabal’ı yeniden kazıyalım

Sende toplanıp sende var olduk sana sonsuz sevgimiz var
Yaşamın acılarının içinden yeniden yeşeren Tsabalımız var
Duygularımızı saran sımsıcacık bizim bir de Sarnıç’ımız var
Bizi var edip yaşatan bize can suyu veren,
Bize yeniden Tsabal ruhunu veren İyi ki Sarnıç’ımız var

Rıfat ÖZBEY (Beya)

18 Temmuz 2016

Hande Baba Özbek


Kökleri uzanıyorsa Tsabaldan Sarnıç’ın bağrına
Yakar hepimizi yas tutarız kopan her bir yaprağına
İçimizi sızlatır düştükçe canlarımız bir bir toprağına
Yankılansın isterken mutluluklar Sarnıçın dağlarına
Gözyaşları karıştı dayanılmaz ağıtlarla yamaçlarına
Henüz baharını yaşarken bırakıp Sanıcımın kollarına
Dualarımızla uğurluyoruz o sonsuz yolculuğuna
Mekânın Cennet olsun emanetsin artık Atalarına
Tanrım sabırlar versin tüm sevenlerinin her birine

15.07.2016

04 Temmuz 2016

SARNIÇ’TAKİ EVLER ve YAPILAR



Abhazya Tsabal’dan ayrılışın acılarını her göz açışımızda mutlaka yaşıyoruz. Abhazya’dan Balkanlara, oradan da tekrar sürgüne tabi tutulan atalarımızın sürgün yollarında yaşadıklarını o günkü koşulları düşünecek olursak ne kadar zor ve kötü günler geçirdiklerini tahmin edebiliriz. Yaz kış her türlü hava şartlarında aylar yıllar süren bu yolculuk sürecinde nerelerde hangi şartlarda konakladılar, barındılar? Kim bilir yağmurda karda kışta tipide fırtınada yaşamlarını nasıl sürdürdüler, vardıkları yerde elde yok avuçta yok malzeme yok nasıl ne gibi yapılar ne gibi evler yaptılar? İlk yerleşim yeri olarak karar kılınan köyümüz deki ilk yapıları nasıldı? Bunlarla ilgili yeterli bir bilgim yok. Abhazya’dan gelen araştırmacılar yazarlar öncelikle ilk yerleşim günlerine ait yapıların var olup olmadığını sık sık sormuşlardı. Bu günlere kadar gelmiş bu tür yapıları görmedim rastlamadım. Atalarımız uzun yıllar dönüş umudu taşıdıklarından önceleri geçici yapılar inşa etmişler mutlaka bu tip yapıların yapılmış olması muhtemeldir. Son zamanlara kadar duvarları ince yaş ağaçların (Çubuk) çit şeklinde örülüp içten ve dıştan sıvanan çatıları da çavdar sapı ile kaplanan sayalar ve ağıllar mevcuttu. Bu yapı örneğinden de tek bir yapı kalmamıştır.



Kalıcı yapılara örnek olarak mevcut olan en eski bina Beyalara (Abeyipa Hamza) ait olan evdir. Bu ev bodrum üzerine tek kat olarak yapılmış üç oda bir salondan müteşekkildir. Oda kapıları ana salona açılmaktadır. Arka odaların biride arka bahçe ile bağlantılı kapı vardır. Bodrum odanın birisi ile salonun altında yer almaktadır. Bu kısım (taban) ahşap döşemeli diğer iki odanın altı toprak dolguludur. Odaların ikisinde şömine bulunmakta, bunların mutfak olarak düşünülen odadaki şöminenin içinde, çöven takılması, iste peynir ve et kurutulması için çengelli zincirler asılıdır. Evin temelleri Bodrum seviyesine kadar taşla örülüdür. Duvarlar ahşap ağaçların takviyesiyle kerpiçle örülmüştür. Evin içi yazın serin kışın sıcak olmaktadır. Tavan tamamen ahşap tahta kaplı çatıda kiremitle örtülüdür. Oda kapıları ve pencereleri orijinal halindedir. Halen sonradan yapılmış olan iki katlı yeni evin müştemilatı olarak kullanılmaktadır. 

Beyaların bu evinin planın aynısının uygulandığı bir ev de Kozalara ait olan evdi (Kuazba Nart) bu evde kalıcı yapıların ilk örneklerindendi çobanların yaktığı bir ateş nedeniyle yandıktan sonra aynı plan uygulanarak yeni inşaat teknikleri ile yeniden yaptırılmıştır. Köyün girişinde bir tepe üzerine kurulmuş olan bu evin önünde bulunan su kuyusu her zaman ilgimi çekmiştir. Kayalığın nasıl kazılarak onca derinliğe inilip suyun bulunduğunu her daim merak etmişimdir. Binanın orman tarafında kışla ahır samanlık ambar gibi her türlü müştemilatı ile ayaktadır. Kozaların bu evinin aşağısında da yine Kozalara (Kuazba Kazım) ait evler ve müştemilatları vardı bunlar son yıllara kadar mevcuttu. Köyün ortasından geçen yola göre kuzey ve güneyde yer alan evleri kısaca tanımlayarak köyün sonuna kadar birlikte bir yolculuk yapalım.

Kuzey yakada Abrıskil Şakir (Kuça) in evi yer almaktadır. Halen kimsenin oturmadığı bu ev iki katlıdır. Alt kat, kiler ve mutfak olarak tanzim edilmiştir. Karşısında müştemilat olarak kullanılan şöminesi, fırını, sundurması olan bir ev ayrıca arka tarafta bulunan sayaları, ahırları ve samanlıkları ayakta kalmaya direnmektedir. Bu ana binada en az seksen yıllıktır. Karşı tarafında güney yakada Guçba Kemal’in evi yer almaktadır. Bu eski evin planı da yukarıda bahsettiğimiz Beyalar ve Kozalara ait evin planı gibiydi. Yakın zamanlarda yanına inşa edilen yeni evle birleştirilmiştir.
Gucbalarrın yan tarafında yukarıda bahsedilen Beyaların tarihi evi ile diğer evleri ahır, samanlık ve ambarları mevcuttur. Aynı avlun içinde Kuazba Kas (Eşref oğlu) ait aynı plandaki ev yakın tarihlere kadar mevcuttu. Yolun karşı tarafında Abrıskil Kamil ve Nazir’e ait evlerden Abrıskil Nazire ait olan iki katlı ev yakın zamanlarda yıkılmıştır. Abrıskil Kamile ait olan evse yıkılmamak için direnmektedir. İki katlı olan evin alt katı mutfak ve kiler olarak kullanılmıştır. Üst katta da üç oda ve salon mevcuttur. Binanın ön bahçesinde ahşap ambar ve çevresinde ahırlar, samanlıklar mevcuttur. Bu mekânların ayakta kalması ailelerin olduğu kadar Tsabal kadar uzanan müşterek tarihimiz içinde önemlidir.

Abrıskil Nazir ve Kucanın evlerinin biraz arkasında dereninde ötesinde Açaça Kadem’e ait bodrum üzerine inşa edilmiş tarih olarak köyün kuruluş yıllarına dayandığını tahmin ettiğim ev vardı. Ortadaki salona açılan dört odası mevcuttu bu evde sahipleri gittikten sonra bir müddet ilkokul olarak kullanılmıştır. Bu evin hemen ön tarafında köy çeşmesi vardı. Çeşme geçtiğimiz yıllarda köy girişine kuyunun olduğu yere Elmalı köyü yolu kavşağına taşınmıştır.
Köy içine doğru güney yakada Beyalara sınır Abrıskil Talat’ın İki katlı güzel bir evi vardı. Evin bahçesinin dışında da diğer köy evlerinde olduğu gibi ahırlar, samanlıklar, ambarlar mevcuttu. Burada bulunan odanın önünde kuruluk altında fırın, ocak vs vardı. Burada evin torunları Erdin ve Ersinle vakit geçirmeyi ne kadar sevdiğimi bu yazıyı yazarken hatırlıyor ve içim sızlayarak o günleri yaşıyorum.
Biraz ötede kuzey tarafta yolun kenarında Apapa Murat’a ait İki katlı büyük bir ev vardı. Bunu yarı hayal yarı gerçek hatırlıyorum fakat müştemilatını oluşturan seksen yüz metre ötesindeki odaları çok iyi hatırlamaktayım. Bununla ilgili anımı Tsabaldayım şiirinde paylaşmıştım.
Bu evlerin karşısında Gazi Baba tarafından takriben altmış yıl kadar evvel yaptırılmış olan bodrum üzerine inşa edilmiş olan evde zamana direnmektedir. 


Aynı avlu içinde Apapa Süleyman'a (Dalac) ait iki katlı ev biraz ötesinde ise bir büyük (salon), bir küçük oda, mutfak, fırın ve şöminesi ile bir müştemilat ev vardı. Bu iki ev de sonradan yıktırılarak yerine villa tipi bir bina yaptırılmıştır. Geniş avlu içinde ahırlar, samanlıklar ve ambarlar mevcuttur.
 
Köyün ortasında köy camisi lojman ve hizmet binası bulunmaktadır. Hizmet binasının bulunduğu yerde okul olarak kullanılan köy odası vardı. Hizmet binası ve lojman son yıllarda yapılmıştır. Caminin karşısında yolun üst tarafında Apapa Yetim’in iki katlı ana bina ile müştemilatı oluşturan evler, ambarlar, ahırlar, sayalar, samanlıklar vardı. Evler uzun yıllar evvel köyden göç edildiği için boş bırakıldı sonraları da önce büyük ev sonrasında da müştemilatı oluşturan evler ve diğer binalardan bazılarını yıktırdılar.


Papalara ait evlerden Kıtayipa İsmail’in evi yolun sağında güney yakada yer almaktadır. İki katlı inşa edilmiş bu evde yetmiş yetmiş beş sene evvel yapılmış bina şu anda sağlam kullanılır durumdadır. Yanına sonradan yapılan ek bina ile birlikte Apapa İsmail’in torunları tarafından kullanılmaktadır. Bina çevresinde ahırlar samanlıklar, ağıllar mevcuttur.


Karşı tarafında Apapa Abbas’ın oğulları Burhan ve Fethiye ait evler vardı. Bu evlerin biri tek katlı diğeride iki katlı bir evdi iki katlı evin önünde kuruluk ve ocak fırın gibi eklentiler mevcuttu. Bahçenin içinde su kuyusu vardı. Bu kuyunun başında az vakit geçirmezdik. Şimdi bu kuyunun haricinde hiçbir iz kalmamıştır. Bu bölgede sağlı sollu başka su kuyuları da vardı. Buradan Ağanalara kadar benim hatırlamadığım Acınalara, Tlapsugalara, Kozalara, Yaşalara ve başka ailelere ait evlerinde bulunduğu anlatılmaktadır.
Yolun Sağında Güney yakada şimdi Ağanalara ait evler bulunmaktadır. Ağanaların (Ağan İdris) ilk evi tam tepede kayalığın üzerindeymiş. Kayalığın üzerinde başka ailelere ait evlerin olduğu söylenmektedir. Ağanalar daha sonraları düze yakın, temelleri yine kayalıkların üstünde iki katlı bir ev yaptırırlar. Bu evde daha sonra yıktırılarak Ağan Nuri’nin torunlarının (Bahrinin oğulları) oturduğu bodrum üzerine tek katlı evi yaptırırlar.



Bu evin arka tarafında bu günlerde bitmek üzere olan yeni bir ev yaptırmaktadırlar.




Bu evlerin az aşağısında Ağanıpa Aslan’ın iki katlı tarihi eski bir evi ile ayrıca tek kat bir evi bulunmaktaydı. Tek kat olan ev geçen yıllarda çıkan bir yangın sonunda yandıktan sonra yerine yeniden iki katlı bir ev inşa ettirdiler. Evlerin etrafında ağıllar ahırlar ve daha birçok müştemilatı ile kullanılmaktadır.     

Köyün güney yakasında, ormanın kıyısında önce Yaş Ahmet’e (Guc) ait olan sonrasında Kuadzalardan Mahtı’nın oğulları Mil ve Veysel tarafından alınan ev daha sonra Ağan Nuri’nin oğlu Tosun tarafından alınmış. Tavanları çok yüksek iki katlı bir binaydı. Evin tavan ve taban döşemeleri tamamen ahşaptı. Ortadaki geniş salona açılan dört odası mevcuttu, ayrıca salondan geçilen bir balkonu vardı. Eve dışarıdan geniş bir merdivenle çıkılmaktaydı. Girişte sofa vardı. Yakın tarihlerde bu tarihi ev yıkılarak modern tarzda bodrum üzerine tek katlı yeni bir ev yaptırılmıştır. Aynı bahçeyi paylaşan tek katlı müştemilat olarak kullanılan evde mutfak,fırın, şömine vs. bulunmaktadır Ağan Nuri’nin oğlu Tosun’un torunlarının ikamet ettiği bu binaların arka tarafında dağ yamacına yaslanmış olarak ahır, ambar, saya ve samanlıklar mevcuttur

Köyün bence en son eviydi. Şhutsaların evi benim için çok özeldi. Büyük halam, Ayşe Hanım halama arkadaşlık ederdim. Zira zaman zaman çocukluk günlerime gittiğimde hüzünlendirir beni her zaman. Arpadere ve Elmalı köylerinin yol ayrımında iki katlı bir evdi. iki katlı evlerin bazılarına çıkış merdivenleri binanın dışındandı. Bu binanın girişi de dışarıdandı. Evin kaç odası vardı, nasıldı hatırlamıyorum. Bahçesindeki su kuyusunu ise her zaman anımsıyorum. Bu bina ve dört yüz metre ilerisinde Arpadere yolu üzerinde bulunan Ağanalar tarafından kullanılmış binada da yok artık.
Köyün daha girişinde fark edilen ama köyün en sonunda kuzey yakadaki taşlıklı tepede yer alan Hurgmal Sait e ait iki katlı (Haşim-İsmet) ve tek katlı evleri ve çevresindeki müştemilatı ahırları, samanlık ve ambarları nasıl anlatabilirim. O taşlıklı tepe üzerinde bana şato gibi görünürdü şimdi bu evlerden hiçbir iz kalmamıştır. O tepe üzerinde sürdürülen hayatlar o mutluluk içeren yaşamların izleri kim bilir nerede?

Rıfat ÖZBEY

Not: Köydeki şu anda mevcut olan evlerin hemen hemen hepsinin resimlerini Blogda göreceksiniz. Yıkılmış olan evler ide kısaca anlatmaya çalıştım. Yanlış ve eksik anlattıklarım olabilir. Her zaman tashih edip doğruları ortaya çıkaralım. Kim yardımcı olursa minnettar olurum.

    İçten ve dıştan çakılan çıtalar üzerine yine içten ve dıştan yapılan sıvalarla geçici yapılara örnek