31 Ocak 2016

BEYGUA ÖMER






BEYGUA ÖMER
(1901-25.02.2001)
(Ruhun şad olsun)

Bir asır boyu Abhazya için çarpan
Erişilmez bir ulviliğe ulaşan
Yılmaksızın azimle çalışan
Günümüze dek kültürümüzü taşıyan
Umut dolu o kalp dururmu?
Abhazya semalarında çarpıyordur elan

Ölümsüz olamaz derler elbet insan
Mutlak sondur, fanidir bu dünyada insan
Engin bir ufuk açtın genç nesillere
Ruhun şad olsun ey ölümsüz insan

Rehberi olmuştun bu mazlum halkın
Uzun bir yolculuk çileli yollarda hep vardın
Hafızaları zorlayan mitlerin arasında
Ulusal kültürümüzü genç nesillere taşıdın
Nur içinde yat halkımı hakkını savunan ey yüce insan

Şanlı mazimizi düşlerden arındırdın
Atalarımızın mirasını günümüze dek taşıdın
Dualarında olacaksın bu öksüz halkın

Olgun bir kültürün
Lisanlar üstü bir dilin
Sözcüsüydün bu milletin
Umutlarımızı sen yüceltmiştin
Nur içinde yat ey yüce insan  

Rıfat Özbey
25.02.2001
Bursa

Not:2016 yılının Abhazya’da Ömer Beygua yılı olarak ilan edilmesi nedeniyle vefat ettiğinde yazmış olduğum bu şiiri Sarnıçlılar bloğuna aktararak paylaşmak istedim. Mekânı cennet olsun

BEYGUA ÖMER ABHAZLARIN EBEDİ NEFESİDİR....

25 Ocak 2016

OKULUM / EĞİTMENİM


Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda okuma yazma oranı %5 civarındaydı. Cumhuriyetle birlikte eğitime önem verilerek başlatılan eğitim seferberliğinde öğretmen ihtiyacını karşılamak için kısa süreli kurslar Sonunda 3 yıllık bir temel eğitim verecek eğitmenler yetiştirildi. Köyümüzün eğitmeni komşu köyümüz Karadede’ li idi o da bu kursları bitirerek eğitmen olmuştu. O her gün Karadede den Sarnıç’a gelirdi bizden önce 2 dönem bizim okuduğumuz 1952-1955 dönem ile bizden sonraki 1955-1958 dönemini de Şükrü Eğitmen okuttu. 3.sınıfı bitirenlerin birçoğu 4. Ve 5.sınıfı okumak için komşu köy Karadede’ye giderek ilkokulu bu şekilde tamamladılar. Zaman zaman aklıma düşen Şükrü Eğitmenimi ve sınıf arkadaşlarımı burada tekrar minnetle anıyorum.

Nur içinde yat Eğitmenim.


Cıvıl cıvıl bahçesinde saatlerce koşuşturduğumuz
Neşe kaynağımızdı o tek odalı kerpiç ’den okulumuz
Tek yürek gibi çarpardı on iki kişilik mevcudumuz
 Şükrü Eğitmenimizle aydınlanırdı Sarnıç’ta yolumuz.

 20.12.1997

 Ders yok mu bu gün neden gelmediniz eğitmenim
 Her gün geçerken beklerdim yolunuzu eğitmenim
 Yoklama yaptım gelmeyen öğrenciler var eğitmenim
 Sizde gelmiyecekmisiniz bundan böyle eğitmenim
 FiJ, Aysel, Gomgom, Çetin’de gelmeyecekmiş eğitmenim
 Faruk’la Ferdon Sarnıç dalar bak onlar vefalı çıktılar
 Turan’sa Pazarcık’ta yoldan gelen olursa diye bekler
 Suna Bozüyük’de Semiha ve Kadriye de Kütahya dalar
 Ferhan Eskişehir de Rıfat da Bursa da Eğitmenim
 Şimdi o koşuşturduğumuz okul bahçesi bomboş
 O yemyeşil bahçesinde arıyor gözlerim her birinizi
 Özlemle anıyorum birlikte geçirdiğimiz çocukluk günlerimizi
 Düşledikçe Sanıçımızı duygularımı kaplıyor derin bir sızı
 Ve direniyor halen Sarnıçım sönse de bir bir ardına ocaklar
 Ve direniyor halen Tsabal Sanıçda  tütüyor yine yer yer bacalar

 04.01.2016

 Yok işte bizim birlikte çektirdiğimiz bir resmimiz ben isimleri yazıyorum
 Resimleri hafızanızda yerleştirin.