30 Eylül 2013

SARNIÇ’DA HARMAN





SARNIÇ’DA HARMAN

Olgunlaşmaya başlayınca tarlada buğdaylar
Bir tatlı telaş sarardı Sarnıç'ı, biçilecekti tarlalar
 Elmalı, Bakraz, Arpadere’den yetişirdi orakçılar
Ambarlardan evvel neşe dolardı orak zamanı tarlalar
Taşınırdı siniler dolusu yemekler fıçılar dolusu sular
Gün boyu  biçilirdi buğdaylar, söylenirdi hep şarkılar
Toplanırdı demetler sıra sıra dizilirdi dokurcunlar
Harman yerine taşınırdı sonrasında yükselirdi yığınlar
Bereketli yılların finalleri için hazırdı artık harman yerleri
Gün doğmadan harman yerlerine yayardık demetleri
Beklerdik güneşin yükselmesini kavursun diye başakları
Düvene koşar atları başlardık döğmek için sapları
Samana dönüştüğünde toplar tınazı beklerdik rüzgarı
Yabalarla savururduk ayırmak için altın sarısı buğdayları
Doldurup çuvalları gün sonu, koyulurduk yola koşarak atları
Günün yorgunluğunu atardık ambara boşaltırken çuvalları
Bazı gün sonları esmezdi bir türlü akşamın serin rüzgarları
Ne kadar savursak da ayıramazdık yığdığımız tınazları
Kalınca ertesi güne tınazlar harmanda, yatardık akşamları
Artık ne düven kaldı nede düvenlere koştuğumuz atlar
Gürültüye boğuyor Sarnıçımı da artık traktörler patozlar
O doğal güzelim yaşamdan kalmadı koptu bir bir hayatlar
O harmanlardan harman yerlerinden çekildi mutluluklar
Özlem duyduğum çocukluğumda koşturduğum harmanlıklar
Öksüz kaldı Sarnıç’ımın o harman yerleri ile çayırlıklar
Gelin geri saralım tekrar yaşamak için geçmiş de kalan yılları
Taşıyalım harman yerlerine pınarlardan yatıklarla soğuk suları
Harman yerlerinde bırakmayalım aç susuz halde harmancıları
Doldurup doldurupda içelim kupalar dolusu soğuk ayranları
Özlemle anıyorum Sarnıç’lılar sizleri, dolaştığınız harmanlıkları
Sarnıç da geçmişte kalan o bereket dolu harmanları

Rıfat ÖZBEY