SARNIÇ’DA HARMAN
Olgunlaşmaya
başlayınca tarlada buğdaylar
Bir tatlı
telaş sarardı Sarnıç'ı, biçilecekti tarlalar
Elmalı, Bakraz, Arpadere’den yetişirdi orakçılar
Ambarlardan
evvel neşe dolardı orak zamanı tarlalar
Taşınırdı
siniler dolusu yemekler fıçılar dolusu sular
Gün boyu biçilirdi buğdaylar, söylenirdi hep şarkılar
Toplanırdı
demetler sıra sıra dizilirdi dokurcunlar
Harman yerine
taşınırdı sonrasında yükselirdi yığınlar
Bereketli
yılların finalleri için hazırdı artık harman yerleri
Gün doğmadan
harman yerlerine yayardık demetleri
Beklerdik güneşin
yükselmesini kavursun diye başakları
Düvene koşar
atları başlardık döğmek için sapları
Samana
dönüştüğünde toplar tınazı beklerdik rüzgarı
Yabalarla
savururduk ayırmak için altın sarısı buğdayları
Doldurup
çuvalları gün sonu, koyulurduk yola koşarak atları
Günün
yorgunluğunu atardık ambara boşaltırken çuvalları
Bazı gün sonları
esmezdi bir türlü akşamın serin rüzgarları
Ne kadar
savursak da ayıramazdık yığdığımız tınazları
Kalınca
ertesi güne tınazlar harmanda, yatardık akşamları
Artık ne
düven kaldı nede düvenlere koştuğumuz atlar
Gürültüye boğuyor
Sarnıçımı da artık traktörler patozlar
O doğal güzelim yaşamdan kalmadı koptu bir bir hayatlar
O harmanlardan harman yerlerinden çekildi mutluluklar
Özlem duyduğum çocukluğumda koşturduğum harmanlıklar
Öksüz kaldı Sarnıç’ımın o harman yerleri ile çayırlıklar
Gelin geri saralım tekrar yaşamak için geçmiş de kalan yılları
Taşıyalım
harman yerlerine pınarlardan yatıklarla soğuk suları
Harman yerlerinde bırakmayalım aç susuz halde harmancıları
Doldurup doldurupda içelim kupalar dolusu soğuk ayranları
Özlemle anıyorum Sarnıç’lılar sizleri, dolaştığınız harmanlıkları
Sarnıç da geçmişte kalan o bereket dolu harmanları
Rıfat ÖZBEY